genç yetişkin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
genç yetişkin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21.06.2015

Paris'te Aşk - Stephanie Perkins


Orjinal İsmi: Anna and the French Kiss
Yazar: Stephanie Perkins
Çeviren: Burcu Çelik
Yayınevi: Arunas
Tür: Genç yetişkin, çağdaş, romantik
Seri: 1. Kitap
Sayfa Sayısı: 318

Tanıtım Yazısı: Ah Aşk... Ne Seninle Ne de Sensiz... Bu kitabı okuduğunuz süre boyunca âşık olma hissi bütün benliğinizi saracak...

Anna; babasının isteğiyle lisedeki son yılını Atlanta'dan, evinden, annesinden, en yakın arkadaşı Bridgette'den ve hoşlandığı çocuk Toph'tan ayrı bir şekilde geçirmek zorunda kalmış ve Paris'teki Amerikan Okulu'na yazdırılmıştır. Hem alıştığı yaşam tarzından uzaklaşmak hem de yeni bir kültüre uyum sağlamaya çalışmak Anna için çok zordur. Fakat kısa zaman içinde kendine yeni arkadaşlar edinir. Tabii onu Paris'te özel hissettiren biri vardır: Etienne. Fakat Etienne başka biriyle ilişki yaşamaktadır. Anna; Etienne ve Toph arasında gidip gelmekte ve ait olduğu yeri yani "ev"ini aramaktadır.

Çok sevdiğim bir lisem vardı; artık yok.
Çok sevdiğim bir çocuk vardı; artık yok.
Çok sevdiğim bir arkadaşım vardı; artık yok.

Artık Paris benim de evim.
Yeni arkadaşlar, yeni aşklar…
Ah aşk…
Ne seninle ne de sensiz…

Oysa ben imkânsızı değil, gerçek aşkı arıyordum.
Ama aşk, hayallerde yaşanamayacak kadar gerçek; hayalleri süsleyecek kadar pembeydi Paris'te…


Yorumum: Türk ya da yabancı birçok kitap blogunda uzun zamandır Paris'te Aşk ya da orjinal adıyla Anna and the French Kiss hakkında çok olumlu yorumlar görüyordum. Ben de yine uzun zaman önce e-kitap foratında 2-3 sayfa okumuştum ama sonra kitabın fiziksel kopyasını almaya karar verip bırakmıştım. Geçen ay babil.com kampanyasıyla da kitabı aldım - ki uzun zaman önce çevrildiği ve tahminen yeni baskısı da çıkmadığı için zor bulunan bir kitaptı ama sonunda kavuştum kitabıma =)

Kitabı başından sonuna kadar çok severek okudum. Karakterleri, yazarın Paris'i anlatışını çok sevdim. Yazar özellike bölüm sonlarını öyle ilgi uyandıracak, meraklandıracak şekilde yazmış ki tam bu bölümde bırakayım, ara vereyim diyordum sonra bölüm öyle bir sonla bitiyordu ki hep diğer bölüme devam etmek zorunda kaldım =)

Anna ve St. Clair çok tatlı karakterlerdi ama onlarla bağlantısı olan diğer karakterler de Çok iyi tasvir edilmişti.

Anna'yla ilgili olarak en sevdiğim şey sinemaya olan tutkusu ve bu tutkusunu bloguna/hayatına yansıtıyor ouşuydu. Bu açıdan bu kitabı okuyan her blogger benim de yapmış olduğum gibi kendinden bir parça bulmuştur eminim Anna'da ;)


Bir de hayallerimi süsleyen kitapçı Shakespeare and the Company'den bahsediyor oluşu (sf. 160) gerçekten çok hoşuma gitti. Shakespeare and Company'i Before Sunrise'ı izlediğimden beri çok severim; ayrı bir havası olan gidip-görülesi güzel kitapçılardan biri. Kitabın en güzel yerlerinden biriydi bu kısım bana göre.



Altını çizdiğim birçok yer de oldu. Kendi düşüncelerime yakın gördüğüm ya da bana ilham veren sözler vardı kitapta; pozitif ve aydınlatıcı yönlerini de sevdim kitabın.

Sonuçta herşeyiyle çok severek okuduğum sürükleyici, yüzümü devamı güldüren şahane bir hikayeydi Paris'te Aşk. Yazarın diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum.

Puanım:





18.05.2015

Kitap Tanıtımı: BENİM UZAK YILDIZIM - Amie Kaufman & Meagan Spooner

GO! Kitap'ı nasıl sevdiğimi size daha önce de yazmıştım; harika genç-yetişkin (young-adult) kitaplarını dilimize çeviriyorlar. Ben yayınevini keşfettiğimden beri büyük bir mutluluk ve heyecanla takip ediyorum yayımladıkları kitapları ve Benim Uzak Yıldızım da kargoda bana doğru geliyorken sizlerle de heyecanımı paylaşayım istedim.

Aşağıdaki tanıtım yazısından kitabın konusu hakkında bilgi edinebilirsiniz. Yalnız kitabın kapağı ne kadar muhteşem, değil mi? ^o^



O GECENİN, DEVASA UZAY GEMİSİ İKARUS'TAKİ DİĞER GECELERDEN HİÇBİR FARKI YOKTUR. Ta ki o büyük felaket gerçekleşene ve İkarus yakınlardaki bir gezegene düşene dek. Elli bin yolcu kapasiteli gemiden yalnızca iki kişi kurtulmuştur: Evrenin en zengin adamının kızı Lilac LaRoux ve genç bir savaş kahramanı olan Binbaşı Tarver Merendsen.

Binbaşı Merendsen, Lilac gibi kızların insanın başına beladan başka bir şey getirmediklerini uzun zaman önce öğrenmiştir. Lilac da, Tarver’ın kendi iyiliği için, onu kendisinden uzak tutması gerektiğinin farkındadır. Ama ıssızlığın ortasında hayatta kalabilmek için birbirlerine ihtiyaçları vardır. Açlık, soğuk ve vahşi hayvanlara bir de Lilac’ın duyduğu fısıltılar eklenince birbirlerine güvenmekten başka çareleri kalmaz. Ne var ki çok geçmeden, onları birbirlerinin kollarına iten bu trajediden büyük bir aşk doğar. Artık kurtulup kendi gezegenlerinde bir ömür ayrı kalmaktansa düştükleri bu ıssız gezegende birlikte olmayı tercih ederler.

Ama her adımda onları takip eden gizemli fısıltıların ardındaki gerçeği öğrenmeleriyle her şey bir anda değişir. Lilac ile Tarver o gezegenden ayrılsalar bile artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Nefes kesen bilim kurgu üçlemesinin ilk kitabı, Benim Uzak Yıldızım, zaman ve mekân tanımayan sonsuz bir aşkın hikâyesi…

(Tanıtım Bülteninden.)



3.10.2014

YA Okumaya Geri Dönüş ^o^

Sizi bilmem ama ben dönem dönem farklı türlerde kitap okumayı seviyorum. Bir bakarsınız klasikler, bir bakarsınızdaha hafif çik-lit dediğimiz türde romanlar ya da daha farklı yazınlar. Aslında temelde kesinlikle okumam dediğim ve kendime göre dönüp dolaşıp çok severek okuduğum belirli türler var. Çeşitliliği seviyorum sanırım =)

Sanırım uzun süredir genç yetişkin türünde romanlar okumadım. YA - Young Adult ya da genç yetişkin türü adı üstünde belirli bir yaş kitlesine hitap eden ve kendi içinde de farklı türler barındıran okuması kolay ve keyifli bir tür. Ben blog yazmaya ilk başladığım dönemlerde daha fazla okuyordum sanırım. Ülkemizde de birçok yayınevi popüler genç yetişkin kitaplarını yayımlıyorlar ve bu gerçekten çok güzel. Gençler bu kitaplara bayılıyorlar; özellikle bu türde seri kitapların çok oluşu gençlerin kendi aralarında fan grupları oluşturmasına, kitaplar hakkında sohbet etmesine ve bu sayede sosyalleşmesinde de neden oluyor. Okuma oranını artırması da bir gerçek ki ben insanların dilediğince istediği yazını okumasından büyük bir mutluluk duyduğumdan gençlere okuma alışkanlığı kazandıran bu türü de seviyorum.

Peki gençler okur da biz okumaz mıyız =D Okuruz pek tabii; tür ne olursa olsun, ister çocuk, ister genç kitabı olsun farketmez, ilgimi çeken her kitabı okurum =) En güzeli de bu değil mi? ;)

Şu sıralar tabletten kitap okuyorum, pek de seviyorum. Okunacaklar listemi aşağıdaki fotoğraflarda görebilirsiniz (biraz karanlık olsa da ;) ) 

Bu listeden öyle eğlenceli bir kitap okuyorum ki şu sıralar nasıl eğlenceli olduğunu pek yakında kitabı bitirince sizlerle paylaşacağım ;)





3.04.2013

Hırsızlar Sosyetesi


Bugün DeliDolu'nun facebook sayfasında bu kapak resmini görünce mutluluktan havaya uçtum :D Heist Society'i uzun zamandır okumak istiyordum ve ebook olarak da elimde vardı ama kitabı elime almayı çok isterim doğrusu. DeliDolu Matched'i Türkçe'ye çevirdiğinde de çok mutlu olmuştum ama Heist Society'i çok mutlu etti beni. Çok yakında diyorlar bakalım ne zaman çıkacak bu güzel kitap ;)


4.03.2013

Birisi Prens MAXON mı dedi?



The Prince ebook formatında yarın $1.99'a satışa sunulacak, ülkemizde Beni Seç adıyla DEX Yayınları'ndan çıkan The Selection'ın kısa hikayesi. Onu bu kadar güzel yapan ise Prens Maxon'ın gözünden anlatılan bir hikaye olması. Okumak için sabırsızlanıyorum! 

Benim Beni Seç yorumum için buraya tıklayabilirsiniz ;)

The Prince hakkında daha fazla bilgi için: http://www.epicreads.com/blog/5-impulsive-questions-for-kiera-cass/


28.02.2013

Günaydın!


Puslu-sisli, yağmurlu bir gün; yani tam anlamıyla kitap okuma havası benim için. Yağmur yağarken elime sıcak bir içecek alayım, saatlerce kitap okuyayım... kim sevmez ki bunu =) Aslında şu an işteyim. Derse girmeden önce (1 saatim boştu) aynen bu moda büründüm =) İtiraf etmeliyim ki Beni Seç'i bu kadar seveceğim aklıma gelmezdi; bir oturuşta iş güçten çok fazla okuyamıyorum ne yazık ki ama elime aldığım vakitlerde tekrar elimden bırakması öyle zor oluyor ki... Tek kelimeyle bayıldım ben bu kitaba. 

21.02.2013

"Beni Seç" Okuma Saatleri

Beni Seç cidden elden düşmeyen bir kitap, daha fazla vaktim olsaydı bir oturuşta bitirebilirdim ama buna rağmen okuma saatlerimi böylesine güzelleştirdiği için çok seviyorum bu kitabı. Şu an sayfa 122'deyim ve öyle heyecanlı bir yerdeyim ki bir taraftan okuyor bir taraftan bu yazıyı yazıyorum =D Kitabın ana karakteri America'yı pek sevdim ama Prens Maxon'u daha yeni tanıyor olmama rağmen gözüm fena tuttu =D Çok büyük heyecanla okuyorum, en iyisi ben devam edeyim siz de benim Beni Seç Okuma Saati fotoğraflarıma bir göz atın ;)

Renkli Kitap instagram: http://instagram.com/renklikitap









14.01.2013

Bugün Kargoyla Ne Geldi?


Aslında bu ay aldığım kitaplarla ilgili bir video çekeceğim ama bunu yazmadan edemedim. Bugün kargoyla DEX Yayınları'ndan harika bir kitap geldi. Fotoğrafta gördüğünüz Ölümcül Merhamet Ölüm'ün Hizmetkârları serisinin ilk kitabı. Bir süredir okumak istediklerim listemdeydi, o yüzden çok mutlu oldum. Kitabın yazarı Robin LaFevers ve konusu da kısaca şöyle;

Genç, güzel ve ölümcül.On yedi yaşındaki Ismae, babasının onun için yaptığıanlaşmalı evlilik dehşetinden, gizemli bir keşiş tarafından kaçırılır.Götürüldüğü manastır, Ölüm Tanrısı Aziz Mortain için eğitilen,kendisininki gibi garip yara izleri taşıyan kızlarla doludur.Burada, Ölüm Tanrısı’nın onu tehlikeli hediyelerve korkunç bir kaderle kutsadığını öğrenecektir.Manastırda kalmayı seçerse rahibeler tarafından bir suikastçı olarak yetiştirilecek ve Ölüm Tanrısı’nın intikamını alacaktır.Ismae çok önemli bir görev için Breton sarayına gönderilir;hem entrika ve ihanetin ölümcül oyunlarınahem de yapması imkânsız seçimlere karsı savunmasızdır:Ismae, Tanrısına mı yoksa kalbine mi hizmet edecek?
Teşekkürler DEX!



23.12.2012

Gece Okulu - C. J. Daugherty

Aşağıdaki videoda C. J. Daugherty'nin Gece Okulu kitabı hakkındaki yorumumu izleyebilirsiniz. Yorumum spoiler-ipucu içermemektedir.




12.08.2012

Beyinsiz (Beyinsiz #1) - Meg Cabot


Orijinal ismi: Airhead (Airhead #1)
Yazar: Meg Cabot
Çeviren: Bige Turan
Yayınevi: Artemis
Tür: Genç yetişkin, çik-lit
Seri: Birinci Kitap
Sayfa sayısı: 322

Tanıtım Yazısı: ÖNEMLİ OLAN PAKET... İÇİNDEKİ KİMİN UMRUNDA? 

Mizahı akılla birleştirip harikalar yaratan kadın MEG CABOT'tan EM WATTS SİZLERE ÖMÜR! 

Emerson Watts, SoHo'daki yeni Stark mağazasının açılışına gitmek bile istemiyordu. Ama birinin kızkardeşi Frida'ya göz kulak olması da şarttı. Zira kızın ayılıp bayıldığı İngiliz şarkıcı Gabriel Luna açılışta şarkı söyleyecek ve imza dağıtacak, meşhur Stark Yüzü, genç süpermodel Nikki Howard da orada olacaktı. Zavallı Em, bir felaket yaşayacağını ve hayatının sonsuza dek değişeceğini nereden tahmin edebilirdi ki? Beklenmedik, tuhaf bir kazadan sonra, oldum olası erkek gibi takılmış, parti kraliçesi olmaktan her daim uzak Em Watts, kendini tamamen kaybetti. Gerçekten. Yeni hayatındaki en ufak derdi ise -diğer koca koca dertlerinin arasında- en yakın arkadaşı Christopher'a, aslında bir kız olduğunu kanıtlamaktı. O bir gönüllü paçozdu ve asla kabullenemeyeceğinden emin olduğu bir şey, kim bilir, belki de ona rüyalarını gerçekleştirme fırsatını verecekti. 

ÇOK YAŞA NIKKI HOWARD!

Kapak Tasarımı: Konuyla alakalı, bir çik-lite uygunlukta parlak ve göz alıcı ülkemizdeki Artemis kapağı hoş ama ben her zaman söylediğim gibi illüstrasyon kapakları tercih ederim ve her zaman daha yaratıcı ve daha başarılı bulurum. O yüzden sağda gördüğünüz yurt dışı baskısının kapağını çok daha fazla beğendim. Eğlenceli ve ilgi çekici bir kapak, okuyucuda hemen alma isteği uyandırıyor. Ülkemizde ne yazık ki fotoğraflı kapaklara çok önem veriyorlar ama bence daha yaratıcı kapaklar kitapları zenginleştiriyor, bu nedenle daha fazla emek harcanan illüstrasyon kitapları tercih ederim.

Yorumum: Kitabı okuyalı bir süre oldu ben yine yorumu yazmakta biraz geciktim, hatta ikinci kitaba başladım bile. Em Watts'ın hikayesi başta hüzünlü bile geliyor insana ama o kadar eğlenceli bir şekle dönüşüyor ki son zamanlarda okuduğum en iyi çik-lit diyebilirim. Ben zaten Meg Cabot'ın kalemini, yazı dilini çok beğeniyorum, oldukça eğlenceli ve yaratıcı bir yazar. Bu hikaye de biraz bilim-kurgu, bol kahkaha fazlasıyla eğlence içeriyor.

Spoilersız bir yorum yapacak olursak baş kahramanımız Em Watts tam bir geek. Bilgisayar oyunları, bilim ve daha bir çok geek konu hayatını sarmalamış ve o bu hayattan çok memnun ancak kardeşi ise tam bir kokoş. Birbirinden iki farklı karaktere sahip bu iki kardeş beraber ünlü Stark mağazalarının açılışına giderler, Em kardeşine göz kulak olacaktır, kardeşi de o sırada sevdiği şarkıcı ve süper modelle tanışmak için yerinde duramamaktadır ancak öyle bir olay olur ki Em'in hayatı işte tam bu noktada baştan aşağı değişir ve bizi epey eğlendiren olaylar da burada başlar.

Sürükleyici bir dile sahip olan Beyinsiz, okuması oldukça keyifli, akıcı ve kısa sürede bitebilecek bir kitap, hatta isterseniz bir günde bile okuyabilirsiniz çünkü hiç yorucu değil. Ben okurken oldukça keyif aldım, Em'i çok sevdim ve onun yaşadıklarına şahit olmak inanılmaz keyifliydi. Kitap biter bitmez araştırdım bu seri 3 kitaptan oluşuyormuş, devamı Türkiye'de henüz çıkmamış ama kitap öyle bir yerde sonlandı ki hemen devam etmem gerektiğini düşünerek bütün serinin İngilizce versiyonunu indirdim ve ikinci kitabı okumaya başladım bile. Yalnız ikinci kitapta bazı şeyler sürekli tekrarlandı ya da daha doğrusu ben biraz sabırsızım hemen her şey sonlansın istiyorum o nedenle yarısında kaldım, bir ara bitireceğim inşallah. Bu arada serinin 3 kitap olması çok güzel, ben 3lemeleri çok seviyorum, daha fazla olunca canım sıkılıyor, çok uzun serilere devam etmek gözümde büyüyor.

Kısacası çok eğlenceli bir çik-lit Beyinsiz, bu türü sevenlere kesinlikle tavsiye ederim.

Puanlama:



12.07.2012

Yetişkinler Ejderhalardan Neden Korkar? - Derleyen: İshak Reyna




Derleyen: İshak Reyna
Yayınevi: Günışığı Kitaplığı
Tür: Genç yetişkin, deneme.
Sayfa sayısı: 200

Tanıtım Yazısı: Edebiyat gençlere denemelerle göz kırpıyor, denemeler gençleri ustalarla tanıştırıyor!

Hazırladığı edebiyat seçkileriyle tanınan akademisyen, yazar İshak Reyna, bu kez Türk ve dünya edebiyatından deneme yazılarını gençler için özenle seçti. Birbirinden etkileyici 30 deneme yazısından oluşan seçkinin amacı, gençleri edebiyatın bu yenilikçi türüyle yakınlaştırmak. Daha önce hazırladığı Dikkat! Kırılacak Eşya ve Ay'ı Boyamak adlı öykü derlemeleriyle dikkati çeken Günışığı Kitaplığı, bu kez Türk edebiyatından 15, dünya edebiyatından 15 usta yazarın kaleme aldığı deneme yazılarıyla, genç okuru unutulmaz bir düşünce dünyasında dolaştırıyor. Gençlikteki zorluklardan aşka, futboldan sanata, mizahtan siyasete uzanan denemeler, okurun düşüncelerini de hayal gücünü de harekete geçiriyor.

Kitapta yer alan yazarlar;

İç Hatlar: Bilge Karasu, Çetin Altan, Fatih Özgüven, Ferit Edgü, Haldun Taner, Melih Cevdet Anday, Memet Fuat, Murathan Mungan, Nermi Uygur, Nurullah Ataç, Onat Kutlar, Oruç Aruoba, Perihan Mağden, Sabahattin Eyüboğlu, Selim İleri.

Dış Hatlar: Albert Camus, Eduardo Galeano, Francis Bacon, Friedrich Nietzsche, Hermann Hesse, John Berger, Jonathan Swift, Juan Goytisolo, Michel de Montaigne, Nick Hornby, Rainer Maria Rilke, Rolan Barthes, Umberto Eco, Ursula K. LeGuin, Virginia Woolf.

İshak Reyna'nın "Merhaba" başlıklı giriş yazısından:
"Kuşkusuz, ne yaşadığımız coğrafyadaki, hele ne de dünya üzerindeki deneme yolculukları, tadları buradakiler kadar. Elindeki kitap, bir tür "açılış partisi". Dolayısıyla, bu partinin şeref konuğu olarak, burada tanıştıklarınla ilgili izlenimlerine de, okur ya da yazar, denemede bundan sonrasında çıkacağın yeni yolculuklara da elbette sen karar vereceksin… Yolun açık ve çeşitli olsun…"



Kapak Tasarımı: Çok sevimli ve güzel bir kapak tasarımına sahip bu kitap. Zaten Günışığı Kitaplığı'nın bütün kitapları çok özenli ve güzel, yaratıcı kapak tasarımlarına sahip. Bu yayınevinin kitaplarını sevmemdeki nedenlerden biri de budur. Fontlar ve kitabın isminin yazılış şekli de çok hoşuma gitmişti daha ilk gördüğümde, başarılı bir kapak + kitap tasarımı.


Yorumum:  Öncelikle birşeyi itiraf etmeliyim: ben bu kitabı görür görmez ismini okuyunca hemen twitter'da bu kitabı okumak istediğimi söylemiştim, yani konusunu ve nasıl bir kitap olduğunu bilmeden böyle haykırmıştım. O gün de moralim çok bozuktu ve eşim beni mutlu etmek için bu tweetimi görmüş ve hemen bu kitabı almış. Ben de eve gelince havalara uçtum tabii ve konusunu da işte o zaman elime aldığımda okudum. Takdir edersiniz ki kitabın ismini okuduğumda ben aslında fantastik türle ilgili bir kitap okuyacağımı sanmıştım aslında kitabın ismi de içeriğindeki böyle bir yazıdan geliyor; pek sevdiğim Ursula K. Le Guin'in yazısından. Ama daha sonra bu kitabın gençlere edebiyatı bir bağlamda tanıtma amaçlı yazılmış denemelerden oluşuyor. Benim son zamanlarda okuduğum romanlardan farklı bir tarzda olduğu için daha bir ilgimi çekti bu kitap ve okumaya başladım.


Kitap da farklı dönemlerin farklı yazarları okuyucuya deneme yazılarıyla sesleniyorlar. Kitabı derleyen İshak Reyna o kadar güzel yazılar seçmiş ki, okurken tanımadığım yazarların ya da tanıdıklarımın da farklı kitaplarını elime alıp okuma isteği uyandırdı bende. Her bir yazar genç okura kendi penceresinden farklı bir dille, farklı bir yöntemle seslenirken yazılar yalnızca 2-3 sayfa sürüyor ve keşke bitmeseydi dedirtiyor. Ben okurken çoğu zaman öyle dedim, keşke birmese biraz daha okusam.


En sevdiğim yazı pek sevdiğim Ursula K. Le Guin'e ait olandı. Fantastik dünyanın neden yetişkin okurlar tarafından ya da toplumun önemli bir kesimi tarafından dışlandığı, hor görüldüğü ya da görmemezlikten gelindiğini anlatıyordu. Okurken kendi toplumumuzu düşündüm ve büyük benzerlikler buldum. Süslü dilin pek sevildiği yaratıcı yazın türlerinden fantastik edebiyatın ne yazık ki gerektiği önemi ve değeri bulamayan Türk edebiyatını düşündüm. Ursula K. Le Guin kadın fantastik yazarların da gereken değeri bulamadığından bahsediyor ancak bizim toplumumuzda ne yazık ki ne erkek ne kadın bir fantastik kurgu ya da bilim kurgu yazarı gereken değeri bulabiliyor. Çok sevdiğim bu iki türle ilgili çok önemli noktalara değinerek düşüncelerini açıklamış Ursula K. Le Guin, gerçekten herkes tarafından okunmalı.


Sözün özü çok sevdiğim bir kitap oldu Yetişkinler Ejderhalardan Neden Korkar? Eğer deneme yazılarından hoşlanıyorsanız, kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.

Puanlama:




8.07.2012

Ne Okuyorum?


Gail Carriger'ın Parasol Protectorate serisinin ilk kitabı Soulless'a başladım dün gece. Vampirler, kurtadamlar ve Victoria Londrası=) Daha ne isterim ki?!=))

21.06.2012

Ne Okuyorum?


Şu kapağın, şu ismin güzelliğine bakar mısınız? Ne zamandır okumak istiyordum dün gece bu kitabın ebookunu okumaya başladım, gerçekten çok keyifli.

4.05.2012

Ne Okuyorum?


Bu kitabı okumayı o kadar çok istiyorum ki bugün başlayacağım ve sabırsızlanıyorum! Yine muhteşem bir DEX genç- yetişkin romanı Melez, yazarı Jennifer L. Armentrout.


23.04.2012

Kız Ve Kurt - Sarah Blakely-Cartwright ve David Leslie Johnson


Orijinal ismi: Red Riding Hood (#1)
Yazar: Sarah Blakely-Cartwright ve David Leslie Johnson
Çeviren: Beril Tüccarbaşıoğlu Uğur
Yayınevi: Artemis
Tür: Fantastik, genç-yetişkin
Seri: Birinci Kitap
Sayfa sayısı: 328

Tanıtım Yazısı: Valerie'nin kızkardeşi güzel, zarif ve hoş bir kızdı. ölmeden önce. Demircinin yakışıklı oğlu Henry, Valerie'yi teselli etmeye çalışsa da, genç kızın kalbi bir başkası için çarpıyordu. Kasabadan dışlanmış ormancı Peter için. Peter, Valerie'ye evinden çok uzaklarda başka bir hayat vaat ediyordu. Kızkardeşinin ölümünden sonra Valerie'nin hayatı kontrolden çıkmaya başlamıştı. Kurt, aylık bir kurban verilerek kuşaklardır belli bir mesafede tutuluyordu. Ama artık hiç kimse güvende değildi. Uzman bir Kurt avcısının gelişiyle, kasabalılar yaratığın aralarında yaşadığını öğrendiğinde kasabadaki herkes şüpheli durumuna düşecekti. Çok geçmeden yaratığın sesini duyabilen tek kişinin Valerie olduğu ortaya çıktı. Kurt, kanlı ay kaybolmadan önce Valerie'nin teslim olması gerektiğini söyledi... Yoksa Valerie'nin sevdiği herkes ölecekti.

Kapak Tasarımı: Benim çok sevdiğim bir kapak tasarımına sahip bu kitap, daha ilk gördüğümden beri beğeniyorum. Özellikle kırmızının hem kapakta hem de kapağı açınca karşınıza çıkan sayfada kullanılmış olması çok güzel. Artemis Yayınları'nın kapakları daima güzel oluyor zaten bu konuda çok başarılılar, hep özen gösteriyorlar.

Yorumum: Kitabı okuyalı baya oldu ancak ben daha yeni vakit bulup yorum yapabiliyorum. Bu kitabı geçen seneden beri çok merak ediyordum, yabancı bloglarda defalarca görmüştüm ve okunacaklar listeme eklemiştim, sonra filmi çıktı ancak ben kitaptan önce film izlemeye daima karşı olduğum için önce kitabı okuyup sonra filmi izlerim demiştim. Daha sonra epey bir zaman geçti ancak ben bu seneki Tüyap Bursa Kitap Fuarı'ndan alabildim kitabı, iyi de oldu indirimli almış oldum bu çok istediğim kitabı. 

Bu kitabı okuduğumu blogda yazdığımda çok olumsuz yorumlar aldım, filmi beğenilmemiş, kitabı beğenilmemiş... Ben de kitabı ilk elime aldığımda konunun ağırlığından şikayet etmiştim hatta bir vlogda umduğum gibi değilmiş demiştim ama sonra yanıldığımı farkettim. Bir süre sonra kitap öyle akıcı bir hale geldi ki kitabı elimden bırakmakta zorlandım. Kız ve kurdun hikayesi bambaşka bir efsaneye dönüştü ve benim de fikirlerim tamamiyle değişti. İyi ki olumsuz yorumlara kulak tıkamışım, iyi ki filmi önceden izlememişim dedim doğrusu. 

Ben çok büyük bir keyifle tamamladım bu kitabı ve keşke serinin ikinci kitabı da hemen çıksa dedim. Filmi ise hala izlemedim, yarattığım dünyayı yok etmesini istemediğim için pek izleyesim yok ama belki izlerim bir ara.

Kırmızı başlıklı kız en sevdiğim efsanevi karakterlerden biridir, bu yeniden anlatım güzel ve farklı bir örnek olmuş, okumaya değer.

Puanlama: