KÜÇÜK DENİZ KABUĞU
O küçük, küçümencik bir deniz kabuğu. Yalnız, yapayalnız, denizin dibinde şarkı söylüyor tiz sesiyle. Tanıdık bir şarkı bu hani baharda söylenen, sıcacık güneşi iliklerinizde hissettirirken birden esen ılık rüzgarla sizi titreten... O şarkısını söylerken bir denizatı geçiyor yakınlardan, iz bırakıyor ardında, salına salına giderken. Küçük Deniz Kabuğu onun yerinde olmak istiyor, yerinden kımıldamak, tutkuyla hareket etmek, süzülmek istiyor; ama biliyor ki bu imkansız, o yalnızca dalgalar ona eşlik ederse hareket edebilir, bir yerlere gidebilir. Birden daha da yalnız hissediyor kendini, şarkı söylemeyi bırakıyor, sessizliği dinliyor. Sessizlik öyle bir sarıyor ki etrafını, üzülüyor yalnızlığına, hareketsizliğine, içini kaplayan soğukluğa. Birden bir hareketlenme oluyor ve bir balık sürüsü geçiyor üstünden, yavaş yavaş ama kararlılıkla. Sonra içlerinden en miniği, turuncu siyah bir balık Küçük Deniz Kabuğuna doğru geliyor, çevresinde bir tur atıyor ve durup ona bakıyor. Küçük Deniz Kabuğu kendisine merakla bakan Minik Balığa karşılık vermek istiyor ve başlıyor yine o tiz sesiyle şarkı söylemeye. Minik Balık eğiliyor ve Küçük Deniz Kabuğunu hareket ettiriyor, sonra onu kafasının üstüne alıyor, sürüye katılmak için hızla yüzüyor. O günden sonra Küçük Deniz Kabuğu ve Minik Balık denizin derinliklerinde hep birlikte dolaşıyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder