28.03.2024

3 Body Problem

3 Cisim Problemi adı ile ülkemizde de seneler önce basılan Cixin Liu'nun bilim kurgu üçlemesinin ilk sezonu kısa süre önce Netflix'te yayımlandı. Bilim kurgu türüne ilgi duyan biri olarak okumamama rağmen serinin aslında uyarlanması zor güçlü bir bilim kurgu hikayesi olduğunu bildiğimden ben de birçok kişi gibi izlemeden önce iyi bir uyarlama olacağından biraz şüpheliydim. Ancak bir yapımı ya seven ya da nefret eden daima uçlarda olan ben bu diziye bayıldım.

Her şeyden öte güçlü karakter oyuncularına, müthiş bir dinamizme ve görsel efektlere, çarpıcı bir kurguya sahip nefis bir iş çıkartmışlar. Oyuncuların her biri karakterlere çok başarılı bir şekilde hayat vermiş, karakter oyunculuğu bu dedirtiyor insana izlerken. Ben özellikle Game of Thrones'tan Davos olarak tanıdığımız - ve benim çook sevdiğim - Liam Cunningham'a hayran kaldım, müthiş bir aktör onu bu dizide Thomas Wade olarak izlemek büyük keyifti. Ayrıca Benedict Wong da harika bir iş çıkarmış, tam rolünün adamı diyebileceğimiz bir aktör.


Diziyi izlerken çoğu sahnede aklımı yitirdim:D Görsellik nefis bir şekilde aktarılıyor izleyiciye, bir de hikaye ve müthiş karakterlerle birleşince zaten kendinizden geçiyorsunuz. Bilim kurgu dizilerinde film izliyormuşsunuz gibi bir etkinin üzerimizde bırakılmasını çok seviyorum. Birçok kişinin 5. bölüm sonrası temponun yavaşlamasından bahsettiğini biliyorum ancak büyük hikayelerde sabırlı olmak da fayda vardır. Bağlantıları ve hikayenin akışını düşününce hoşuma gitti benim her sahne. Bu konuda spoiler vermek istemem ama akışı bozmadığı ve anlamlı bir bütün oluşturduğu için son bölümleri de epey sevdim ben.

Peki kitapları izlemeden önce okumalı mı? Fırsatınız varsa neden olmasın =) Ben ilk kitap kitaplığımda olmasına rağmen okuyamamıştım, ilk bölüm sonrası niye okumadım desem de şu an sürprizleriyle diziyi izlemiş olmanın da çok keyifli olduğunu düşünüyorum. Hatta ben hakkında hiçbir şey okumadan diziye başladım bu benim için çok daha iyi oldu =) O yüzden okuyamazsanız da endişeniz olmasın, o kadar akıcı bir dizi ki çok rahat keyifle izleyeceğinize eminim, hatta tanıdığım birkaç kişi de izledikten sonra romanları okumaya başladılar eminim o da keyifli olacaktır.

Son olarak söylemeliyim ki Netflix'in birbirine benzeyen belirli tema ve karakterlere sahip dizilerinden biri olmadığı için çok mutluyum. Son yıllarda yapılan en tatmin edici bilim kurgu dizilerinden hatta başarılı bir uyarlama olmasından ötürü ayrı bir memnuniyet duydum. Yeni sezon umarım kısa sürede gelir ;)



9.01.2024

Scavengers Reign: Tuhaf, Korkunç, Büyüleyici ve Eşsiz Bir Bilim Kurgu Animasyonu







Scavengers Reign eşsiz ve zengin tür çeşitliliğine sahip bir gezegende yaşam mücadelesi veren bir grup insanın hikayesini anlatıyor. Oldukça sert sahneleriyle biraz korku/psikolojik gerilim elementleri de var ama daha çok felsefi yönü ve yaratıcılığı dikkat çekici; birçok kişi gibi benim de Moebius yaratıcılığına benzerliliği ve çok sevdiğim Rene Laloux ve Satoshi Kon animasyonları tarzında oluşuyla dikkatimi çekti. 


Sezon başından sonuna kadar yaratım sürecinde inanılmaz bir emek var; hikaye, karakterler, gezegendeki o eşsiz çeşitliliği yansıtan animasyon hepsi birlikte insanın hayal gücünün ne kadar sınırsız olduğunu gösteriyor bize. Her şeyi kontrol edebileceğine, hükmedenin kendisi olacağına inanan insanoğlunun bunun tam zıttı olan bir evrende kontrolden çok adapte olmanın en önemlisi olduğunu bir robot karakter sayesinde öğrenirken, yaşam mücadelesinde birlikteliğin insanoğlu için taşıdığı önem ve zorluklar karşısındaki mücadelesi ile gezegende hiç beklenmeyen anlarda karşımıza çıkan zorluklar hem tanıdık hem de şaşırtıcı olmayı başarıyor.


Dizinin sonunda Ursula’nın defterinde sayfaları çevirirken yaşadıklarını ve sonlara doğru boş sayfaları görmemiz sembolik olarak  maceranın bize devam edeceğini söylerken, Kris’in karşılaştığı kişiler(?) ve diziye dini ikonografinin girmesi nefis bir andı artık mutlaka devam etmesi gereken bir hikaye olduğunu biliyoruz. Bu noktada dizinin yapımcıları anlatacak daha çok fazla hikayeleri olduğunu söyledikleri için de çok heyecanlıyım.

Bana göre son yıllarda yapılmış en başarılı bilim kurgu animasyonu Scavengers Reign. Umuyorum ki devam edecek ve bu eşsiz evrenin bir parçası olmaya devam edeceğiz.



8.01.2024

Ne Okuyorum? Yeni Kitap Almak ya da Almamak?

Merhaba,

Yılın ilk okumaları nasıl gidiyor? Sizi bilmem ama kendi açımdan sürekli bir insan bu kadar mı yavaş okur diye söylenerek geçiyor günler :p Yoğunluktan gece yatarken okumaya fırsat buluyorum, o zaman da okurken uykuya dalıyor kitap elimden düşünce uyanıyorum falan=)) Yani kısacası birkaç haftadır Isaac Asimov'un Vakıf Kurulurken isimli kitabını okuyorum, olaylar da öyle heyecanlı ki kitapta, kitap elimden düşünce uyanıp uyuduğumu asla kabul etmeyerek okumaya devam etmeye çalışıyorum :p ama olmuyor işte, neyse şu bir haftada kendime kitap bitirme "challange"ı yapacağım ki artık yeni birşeyler okumaya başlayayım.

Bu arada bu sene olabildiğince az kitap alma hedefim var, hiç almasam da olur zaten Kindle var ve kitaplıkta okunacak çok fazla kitabım var. Zaten yayınevleri iyice delirmiş durumda, zam üstüne zam zam üstüne zam inanılmaz pahalı oldu kitaplar. Kitapların bu kadar "lüks" olmasını ben kabul etmiyorum, yapılan zamların da haklı zam olduğunu, adaletli bir fiyatlandırma yapıldığını kabul etmiyorum. Aklı fikri olan herkes zaten neyin ne olduğunu biliyor, uzun uzun nefes bile tüketmem bu konuda. O nedenle çoğu zaman son yıllarda hep İngilizce basımları daha da uygun bulduğumda tercih ediyorum. Çünkü hem kaliteli baskı, hem orijinal dilinde okuyorum hem de fiyatlar daha ucuz?!

Planlar böyle bakalım; çook istediğim bir kitap olmadıkça bu sene kitap almayı düşünmüyorum. Siz neler okuyorsunuz? Böyle sizin de kitap satın almama planlarınız ve bunu gerçekleştirecek gücünüz var mı :p Yorumlarınızı bekliyorum ;)

Güngör

1.01.2024

Mutlu Yıllar!


Herkese mutlu yıllar!

2023'ün son kararlarından biri blog yazmaya geri dönmekti ve 2024'ün ilk günü bir yeni yıl mesajı yazarak buna devam etmek güzel olur diye düşündüm. Yeni yıl gecesinden daha çok yılın ilk gününü seviyorum; her şeye taze bir başlangıç yapmak bir yenilik hissi yaratıyor ve bu beni çok mutlu ediyor.


Bugün birçok kişi gibi ben de ilk iş Goodreads uygulamasını açtım ve yıllık hedefimi belirledim. Yıllık hedefim her zaman olduğu gibi 42 =) Geçen sene dolu dolu bir yıl oldu okuma açısından ama hiç okuyamadığım bazı dönemler de olduğu için hedefim 40'ta kaldı. Bakalım seneye hedefimi tutturabilecek miyim?

Bir de birçok kişinin severek kullandığı Letterboxd üyeliğim var. Ama sanırım orada bir hedef belirleme yeri yok, o yüzden düzenli film izleyebilmek adına ben kendim bir hedef belirleyip orada kayıt tutacağım. Bu epey faydalı oluyor, ne izlemişim, hakkında ne düşünmüşüm, kaç yıldız vermişim gibi detayları görmek hoşuma gidiyor. 

Siz kendinize hedefler belirliyor musunuz? Bu seneki hedefleriniz neler?

GÜNGÖR.

 

22.12.2023

Renkli Kitap 13 Yaşında!

 


Merhaba,

Üniversiteden mezun olduktan sonra gündelik koşuşturmacalar, iş-güç derken kendi alanımla ilgili birşeyler yapabilme hatta daha doğrusu biraz nefes alabilme ihtiyacıyla blog yazmaya başladım. Başlarda 1-2 farklı platformda İngilizce olarak yazdım çünkü hem kendi alanımla ilgili olduğu için yabancı dilde daha rahat yazarım demiştim hem de zaten yabancı blogları takip ediyordum hep. Ama sonrasında 2010 yılında Renkli Kitap çıktı ortaya. Kendim gibi yazan, okuyan diğer bloggerları keşfettim, yorumlar geldikçe yeni insanlar tanıdım, yayınevleriyle bağlar kurduk, yazdık, okuduk... 13 sene içinde çok sağlam dostlar edindim, herkesi yazdıklarıyla tanıdığımız için çok güzel dostluklar kuruldu. 

Tabii ki teknolojinin hızlı gelişimi, sosyal ağların kullanımının artmasıyla kendimizi daha çok Instagram, Twitter gibi ortamlarda paylaşım yaparken bulmamıza neden oldu. Birçok kişi gibi ben de kullanım kolaylığından ve görsel çekiciliğinden dolayı Instagram'ı bloguma tercih eder oldum. Ama ne oldu; buradaki gibi uzun, detaylı düşünerek yazılan yazılar yerine kısa, hızlı daha görsel paylaşımlar ortaya çıkmaya başladı. Özellikle telefon üzerinden yapılan bu kolay paylaşım yöntemleri haliyle daha tercih edilir oldu. Ancak içimde bir yerlerde klavyenin başına geçip yazıp paylaşma isteği ve bunu yapmamanın yarattığı boşluk hep vardı. Hep artık bitti bloglar, kim okur ki düşüncesini de beraberinde sürüklüyordu.

Ama ne önemi var ki? Yüzlerce kişi yerine varsın 1-2 kişi görsün, okusun, yorum yapsın. Önemli olan kendi mutluluğum, keyif aldığım bir şeyi yapıyor olmam değil mi? Hayatta bir iz bırakıyorsam ve anlatacaklarım varsa o neden en sevdiğim yerde olmasın? Geçenlerde bu konuda farklı bloggerlarla konuşunca onlar da yazalım, neden devam etmiyoruz ki dediler ve ben işte buradayım! Elimden geldiğince yazmaya, paylaşmaya devam edeceğim.

Çok sevdiğim Neil Gaiman'ın dediği gibi;

"Başka hiç kimsenin sahip olmadığı tek şey sensin. Sesin, zihnin, hikayen, vizyonun. O halde sadece senin yapabileceğin gibi yaz, çiz, inşa et, oyna, dans et ve yaşa!"

GÜNGÖR.



Topluluk Tarafından Doğrulandı simgesi

28.10.2022

2022 - Hala Blog Yazabilir Miyiz?

 Merhaba,

Sosyal medya bu kadar hayatımızı ele geçirmeden önce hepimiz daha çok bilgisayar başındayken blog yazmak hem bir tutku hem de sosyalleşmek, sizinle aynı fikirde olan kişilerle tanışıp muhabbet kurmak için harika bir yöntemdi. Derken teknolojinin gelişmesiyle birlikte cep telefonları birçok özelliğiyle birlikte kullanıcılar için çok daha pratik bir şekilde kendini ifade etme ve sosyalleşme imkanı sundu. Bu konuda belki de yazılabilecek çok şey var ama şu an asıl sorum 2022 yılında hala burada blog yazabilir miyiz? :)

Bugün bunu düşündüm. Instagram her açıdan çok daha pratik ve birçoğumuzun günde belki defalarca online olduğu bir platform ama blog her zaman bana yazınsal anlamda daha nitelikli gelmiştir. Çoğu zaman Instagram'da yazdıklarını görsele atılan bir kalple dikkate bile alınmadan öylece geçiliyor. Belki bir kitabı, filmi ya da diziyi seviyorsunuz ve onun hakkında uzun uzun yazıyorsunuz, emek harcıyorsunuz istiyorsunuz ki insanlar bunu okusun, okuduğunu belli etmek adına beğensin ya da yorum yapsın. Ancak uygulamaya girince öylece görsellere bakıp çıkanlar da mevcut. Sonuçta yine başa dönüyoruz; hepimiz kitap yazamayacaksak yazınsal anlamda kendimizi ifade edebileceğimiz en iyi platform hangisi olabilir?

Yazmayı ve okumayı sevenler (burada kitap okumaktan değil de bu tip platformlarda yazılanları okumaktan bahsediyorum) için sizce daha nitelikli paylaşımların yapılabileceği ortam(lar) neresi? Eğer yorum yazarsanız başlıktaki sorumun yanıtını da almış olurum :)

Güngör

9.02.2019

Hafta Sonu Ne Okuyorum?



Merhaba,

Bu hafta sonu Vahşi Orman'ı okuyorum. Kolay okunan bir kitap kategorisine sokabiliriz Vahşi Orman'ı ancak 500 sayfa yine de epey sürdü okumam. Çok eğlendim, çok sevdim hatta bu gece biter ancak seriye bir süre ara vereceğim. Bu aralar çok güzel kitap alışverişleri yaptım, çoğunluğu bilim kurgu romanı ve sırada okumak için sabırsızlandığım kitaplar var. Yakında sizlerle paylaşırım;)

Siz bu hafta sonu neler okuyorsunuz?

Sevgiler,